"SEN DE YAZ" ÖYKÜ YARIŞMASI
"SEN DE YAZ" ÖYKÜ YARIŞMASI KIDZANIA İSTANBUL: “GELECEĞİ DÜŞLE, ÖYKÜNÜ YAZ, İÇİNDEKİ YAZARI KEŞFET!” “Sen de Yaz” öykü yarışmamız devam ediyor!
“Evren atomlardan değil, öykülerden oluşur” demiş 20. yüzyılın en önemli kadın şairlerinden Muriel Rukeyser…. Evrenin Aatomlardan oluştuğu da içinde doğrudur, ama aynı zamanda içinde yaşadığımız uçsuz bucaksız bu evrenin sayısız öyküyü kucakladığı da doğrudur. Aklımıza gelebilecek veya henüz varlığından bihaber olduğumuz her şeyin, her canlının bir öyküsü var.dır… Bu gerçeği düşününce sonsuzlukta akıp giden sayısız öyküden oluşan bir sarmal gibi hayal edebiliriz bu devasa evreni... İnsanlar, evreni ve kendi iç dünyalarını merakla keşfettikçe yeni öyküler başlar. Onlar; yeni öyküleri hayal edip yazdıkça, tüm bu öyküleri dinleyip anlattıkça daha da büyüyen ve güçlenerek evreni birbirine daha da kenetleyen bir sarmaldır bu.…
“Ben de buradayım ve iyi bir öyküm var” diyen herkes bu sarmala katılmalı… Öyküler yazılmalı, öyküler anlatılmalı… En çok da çocuklara anlatılmalı öyküler. Çocuklar; öykülerin öykülerin gücünü fark etsin, kendi öykülerini öykülerini hayal etsin, yazsın ve anlatsın diye. İşte bu yüzden, çocuklarımızı kendi öykülerini yazmaya teşvik etmek istedik ve bir öykü yarışması düzenledik. KidZania İstanbul olarak “Sen de Yaz” dedik çocuklarımıza...“Daha İyi Bir DünyaGelecekteki Ben, Gelecekteki Dünya” teması ile yazacakları bu öykülerle onları şimdiden geleceğe uzanmaya ve yaratıcı güçlerini kullanmaya teşvik etmek istedik. Biliyoruz ki küçük yaşlarından itibaren öykülerin sihrini keşfeden, ailesinden ve çevresinden öyküler dinleyerek, kendi öykülerini yazarak ve anlatarak büyüyen bir çocuk, cesur adımlarla geleceğe yürür. İnanıyoruz ki çocukların hayal gücü çok geniş ve dünyanın, onların ilham verici öykülerini duymaya fazlasıyla ihtiyacı var.
“Sen De Yaz” Öykü Yarışmamız…
Erbulak Evi iş birliği ile düzenlediğimiz öykü yarışmamıza “hayal kurmayı, öyküleri ve yazmayı seven” 10-14 yaş arasındaki her çocuk” katılabilir. Son katılım tarihi 2 Nisan olan yarışmamızın neticesinde; Türkiye’de sanatın çeşitli alanlarındaki önemli isimlerden Aslı Perker, Ayşe Erbulak, Dağhan Külegeç, Göktuğ Canbaba, Ömür Kurt, Özden İnal, Özden Özgürdal, Sevinç Erbulak ve Kidzania yönetiminden Meral Molinas ve Ebru Timur’un yer aldığı jürimiz “en iyi 20 öyküyü” belirleyecek. Seçilen öyküler, Erbulak Kitap tarafından basılacak bir öykü kitabında hayat bulacak ve üstelik bu kitap; internet siteleri, kitabevleri ve KidZania National Store’da satışa sunularak okurları ile buluşacak. https://istanbul.kidzania.com/sendeyaz-basvuru
Öykülerimiz, “Cesaret Reçetelerimizdir”
Öykü/hikâye danışmanı, öğretim görevlisi ve senarist Bobette Buster, “Do Story” adlı kitap serisinde neden öyküler anlatmamız gerektiğini nedenleriyle anlatıyor: Öyküler anlatarak ve duyarak ilham alırız. Buster’a göre kendi öykülerimiz “cesaret reçetelerimizdir”. Cesaretle doğmayız. Öykülerimiz bizi cesaretlendirir, öz güvenimizi artırır, bizi güçlendirir ve en iyi halimize nasıl ulaşabileceğimize dair ipuçlarını fark etmemizi sağlar. Öykülerimiz, bizi eşsiz kılar; kendimize, deneyimlerimize ve dünyaya ilişkin vizyonumuzu paylaşmamıza izin verir. Duygularımızı anlamamıza ve çevremizdeki dünyayı yorumlamamıza yardımcı olur. Öykülerimizdir, paylaştığımız ortak zemini aydınlatarak bizi birbirimize bağlayan... Kendi öykülerimizi yazmak ve anlatmak, bize kim olduğumuzu keşfetme şansı verir.
Apple’ın kurucusu ünlü girişimci Steve Jobs:“Dünyadaki en güçlü kişi öykü (hikâye) anlatıcısıdır. Öykü anlatıcısı; gelecek neslin vizyonunu, değerlerini ve gündemini belirler.” demiştir. Yarattığımız bir öykü, ister hayal dünyamızda kurduğumuz bir dünyayı paylaşmayı ister birinin bizi sevmesi ya da tasarlayıp ürettiğimiz bir ürünü alması veya bizi o okula, o işe kabul etmesi için ikna etmeyi amaçlasın… İster bir öykü kitabında okurlarıyla buluşsun ister anlatımımızla milyonlara ya da birkaç kişiye ulaşsın. Jobs’a göre, ne yaparsak yapalım, öykülerimiz olmalı; içimizden gelen, bize özgü, ikna edici, ilham verici öyküler… Buster ve Jobs, benzer şekilde şunu söylüyorlar: “Kendi öykünüze sahip çıkın ve onu iyi anlatın.”
Yarışma Jürimize Sorduk:
“Çocuklar Edebiyatla Neden Buluşmalı?”
“Çocuklar Nasıl Daha İyi Yazar Olurlar?”
Bu yıl üçüncü kez düzenlediğimiz “Sen de Yaz” yarışmamızın önceki senelerde jüri üyeliğini üstlenmiş isimlere eriyle geçtiğimiz günlerde KidZania’da buluştuk. Birlikte KidZania’yı deneyimledik. Ardından çocukları, edebiyatı ve yazarlğı , yarışmamız ve yazarlık üzerine sohbet ettik. Biz sorduk, onlar yanıtladı. İşte sohbetimizden bazı kesitler… Sanatçı Sevinç Erbulak, çocukların kitaplarla, öykülerle ve edebiyatla daha yakın olması için ebeveynlerin neler yapabileceklerine yönelik; “Ben heyecan dinamiğinin hayatın bütün alanlarında çok işe yaradığına inanıyorum. Bir şeyi çocuklara ödev ve zorunlulukla yaptırmaktansa, merak duygusu uyandırarak çocuklara yaklaşmak gerekiyor. Merak zaten çocukların diğer adı. Onların merak duygularının üstünü örtmek yerine bu merakın onları yönlendirmesine izin vermemiz gerektiğini düşünüyorum.” dedi. Yazar Aslı Perker, “Yazmaya teşvik etmenin yolu çocuklara bu hayatta öykülerin olduğunu göstermekten geçiyor. Onlara ‘bak başkaları bunları düşünmüş ve yazmış’ dediğiniz zaman, çocuk da ‘ben de düşünebilirim ve yazabilirim’ motivasyonuna erişebilir. Yazmak bir yanıyla da terapi gibi. Ebeveynler çocuklarına dair pek çok şeyi ve onların iç dünyalarını, hissettiklerini çocuklarının yazdıklarından görebilir, anlayabilirler.” sözleriyle düşüncelerini aktardı. Yazar Göktuğ Canbaba, hem yazarlık hem de yarışmaya dair düşüncelerini, “Eğer yazar olmak istiyorlarsa çok klişe gibi görünse de farklı tarzlarda kitaplar okuyup o yazarların dünyalarını tanıyarak bakış açılarını geliştirmeleri gerekiyor. İkinci tavsiyem de çok pratik yapmaları olacaktır. Ne kadar çok pratik yaparlarsa kendi tarzlarını o kadar çabuk bulabilirler. ‘Sen de Yaz’ öykü yarışması jürisinde yer almam istendiğinde çok heyecanlandım. Bu yaş grubundaki arkadaşların hayal güçleri beni çok heyecanlandırıyor. Onların yazdıkları öyküleri ve onların dünyalarını keşfetmek için sabırsızlanıyorum.” sözleriyle ifade etti.
Yaratıcı yazarlık eğitmeni Özden İnal da çocukların yazmaya nereden başlayabilecekleri konusunda, “Bizim için önemli olan çocukların iç dünyalarını görmek. O yüzden içlerinden geldiği gibi başlamalarına alan açmak gerektiğine inanıyorum. Başladıktan sonra yazmak kendiliğinden akıyor zaten. Teknik bir tavsiye isterlerse de kurguyu kafalarında oturtmaları önemli. Giriş-gelişme-sonuç kısımlarını oluşturarak fikirlerini bu denkleme yerleştirmeliler.” dedi. Bir diğer jüri üyemiz, oyuncu Dağhan Külegeç, erken yaşta sanat ve edebiyat ile tanışmanın çocuklar açısından önemini vurguladı: “Edebiyat dediğimiz şey kişinin kendisini tanıması ve bilmesi, kendisinin olmadığı şeylerden kurtulması ise edebiyat, dünyadaki en faydalı olgulardan biridir. Bir çocuk, bu olgularla ne kadar erken tanışırsa kendisini ve çevresini o kadar iyi bilir. Kendisiyle ve çevresiyle daha uyumlu bir birey, daha huzurlu bir insan olur.” Oyuncu Özden Özgürdal, “Sen de Yaz” yarışmamızın jüri üyeleri arasında yer almanın kendisi için anlamını şu sözlerle anlattı: “Mesleğim gereği uzun yıllardır çocuklarla birlikteyim, bence çocuklar her şeyin merkezi. İçinde çocuk olan her şey beni hala daha çok heyecanlandırıyor.
Çocuklarla ilgili bir şey yapılacağı zaman koşa koşa gidiyorum. Ki burada bir de konumuz yazmak, yazmak da çok önemli bir eylem olduğu için böyle bir konunun çocuklarla buluşmasını da ayrıca önemsiyorum.” KidZania Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ebru Timur: “KidZania; eğlenerek öğrenme, diğer bir deyişle ‘edutainment’ kavramını 1999 yılında Meksika’da hayata geçiren ilk kurum. Çocuklar, KidZania’da rol yaparak öğrenme metoduyla yeni beceri ve değerleri kazanırken yeteneklerini geliştiriyor. Kişisel deneyim güçlü bir eğitim aracıdır. Çocuklar KidZania’da yaptıkları her iş ve faaliyetle toplumun nasıl işlediğini, finansal okuryazarlığı, yetişkinlerin mesleklerini, bağımsızlığı, öz güveni ve gerçek yaşam becerilerini öğreniyorlar. Elbette hayat sadece biz yetişkinler için de işe gitmek, iş hayatında bir profesyonel olmaktan ibaret değil. Bizler de nasıl ki ruhumuzu doyuran ve bize iyi gelen aktivitelerle kendi alanımızı ve zamanımızı yaratmaya çalışıyorsak buna çocukların da ihtiyacı var. Ruhu doyuran, kaç yaşında olursa olsun insanın ufkunu genişleten hayal gücünü perçinleyen edebiyat alanında hayata geçirdiğimiz bu projeyi özellikle kıymetli görüyorum. Çocukların o hiç bilmediğimiz ruh ve zihin dünyalarından kaleme dökülecek cümleleri okumak ve onların yarattığı o dünyanın içerisinde gezinmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.” Kidzania Yönetim Kurulu Üyesi Meral Molinas ise, yazmanın çocuk dünyasına faydalarını şöyle ifade etti:
“Yazmak çocukların hayal gücünü geliştiren ve etraflarına dair gözlemlerinin artmasına da fayda sağlayan bir eylem. Yazarak duygularını ve düşüncelerini ifade etmek, dil gelişimi için faydalı olduğu kadar eğlenceli de… Bu, kendi dünyaları ile dış dünya arasında bir bağ kurmalarını sağlayan bir aktivite.” Çocukların söz sahibi olduğu ve “Daha iyi bir dünya” tutkusuyla kurulmuş Çocuklar Ülkesi KidZania’nın “Sen de Yaz” yarışmasına tüm çocuklar davetli olduğunu hatırlatıyor ve yeni öyküleri okumak için sabırsızlanıyoruz. https://istanbul.kidzania.com/sendeyaz-basvuru
KidZania’dan sevgilerimizle.
Paylaş
Haydi çocuklara eğitim ve eğlenceyi, gerçek hayatı deneyimledikleri KidZania’yı sizde paylaşın.