0
Sepetiniz boş.
Ara toplam 0,00
Sepete Git Alışverişe devam et

HAYVAN SEVGİSİ

HAYVAN SEVGİSİNİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ SİHİRLİ ETKİSİ

Çoğu çocuk, hayvanları sevdiğini söyler. Ancak hayvan sevgisi, onların hayal edebileceklerinden çok daha derinlere inebilecek bir sevgidir. Hayvan sevgisi; sadece kedi, köpek gibi evcilleştirdiğimiz hayvanlarla ilgili değildir. Doğayı, bilemeyeceğimiz kadar çok sayıda canlıyla paylaştığımızı; keşfedilmeyi bekleyen okyanus diplerinden, ormanların volkanik dağların içindeki yaşama kadar sayısız canlının gezegenimizde yaşadığını ve aynı havayı soluduğunu çocuklarımıza öğretebiliriz. Çocuklarımızın hayvan sevgilerini, bilgi ve emekle derinleştirmelerine, tüm hayvanlara saygı duymalarına yardımcı olabiliriz. Bunu başarmalıyız, çünkü hayvan sevgisinin sihirli etkileri ile büyüme fırsatı sunulan çocuklar; empati, sorumluluk üstlenme, hoşgörü ve yardımlaşma gibi pek yaşam becerisi geliştirirler. Çünkü ne kadar çok çocuk ve ne kadar insan hayvanları severse dünya o kadar güzelleşir.…

Çocuklara Hayvanlara Saygı Duymayı Öğretmek Neden Önemlidir?

Araştırmalar, hayvanlara karşı nazik ve saygılı olan çocukların, insanlara karşı saygılı ve empatik olma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Hayvan sevgisi, çocukların “sadece duygusal zekâlarını geliştiren empati ve hoşgörü gibi beceriler” kazanmalarına vesile olmaz. Hayvan sevgisi ile zenginleşen çocuk dünyası, doğal yaşamın daha fazla korunduğu daha ideal bir geleceğin de kapılarını aralar. Çocuğumuzun gezegenimizin iyiliğini düşünen tutkulu bir doğasever ve empatik bir birey olmasını istiyorsak ona “hayvanlara saygı duymayı öğretmek” iyi bir başlangıçtır.

Çocuklara Hayvan Sevgisi Kazandırmak İçin Neler Yapabiliriz?

En Üstün Canlı Olmadığımızı Öğretin

Hiç şüphe yok ki, diğer tüm canlılardan daha zekiyiz. Ancak zekânın katkılarıyla medeniyetler inşa etmek ve uzay teknolojileri geliştirmek gibi yeteneklerin biz insanlarda olması, türümüzü kibirli hale getirdi. Gezegenimiz, tüm canlılar için ortak yaşam olanı olması gerekirken bizler, kendimizi tüm canlılardan daha üstün bir yere koyduk. Diğer canlıların yaşam alanlarını kısıtlama özgürlüğümüz ve her şeye hükmetme hakkımız olduğuna inandırdık kendimizi. Dünya Vahşi Yaşam Vakfı (WWF) verilerine göre son 50 yılda, tüm canlı nüfusunun %60’ını yok ettik. katlettik. Canlıların yalnızca yüzde 0,01’ini temsil ediyoruz, ancak son 100 yılda vahşi memelilerin yüzde 83’ünün ve bitkilerin yarısının kaybına neden olduk. Bugün de, ne yazık ki doğaya ve hayvanlara zarar vermeye devam ediyoruz. Bunu yaparken aslında kendimize, bugünümüze ve geleceğimize de zarar veriyoruz. En üstün varlık değiliz, çünkü... : Zekânın kaynağı olan beyin, hayvan türünün sadece bir organıdır. Bu organ geliştikçe sıra dışı yeteneklerin önü açılabilir. İnsanlığın geldiği nokta, bunu açıkça kanıtlamaktadır. Ancak beyin dışında organlar da vardır. Aynı şekilde bu organların gelişimi de sıra dışı pek çok yeteneğin önünü açabilir. Sadece zekâ açısından üstün olmak, bizi canlılar arasında en üstün varlık yapmaz. Fiziksel ve biyolojik özelliklerimiz üzerinden bir kıyaslama yapacak olursak diğer türlerin bizden çok daha üstün yönleri olduğunun farkına varabiliriz. Bunu çocuklarımıza örneklerle anlatabiliriz ve hayvanların hayranlık uyandıran üstünlükleri ile onları tanıştırabiliriz.

İlgi Çekici Bilgiler Paylaşın

Afrika filleri, yaşayan en büyük kara hayvanıdır. Boyları 30 metreyi aşan ve ağırlıkları 180 tonu geçebilen mavi balinalar, bugüne kadar var olmuş en büyük canlı unvanına sahiptir. Yunuslar, insanlardan sonra en gelişmiş beyne sahip olan canlıdır. Şempanze genomunun % 98,7’si insanlarla aynıdır. Gökdoğanlar, havada avına doğru yaptığı dalış ile saatte 389 km hıza ulaşabilir… Paylaşacağımız bu tür ilginç bilgiler, çocuklarımızı hayvanlara hayran olmaya teşvik eder.

Her Canlının Değerli Olduğunu Öğretin

“Arılar bir anda yok olsaydı ne olurdu?” gibi soruların izinden gidersek her canlının ve her hayvanın değerli olduğunu anlarız. Örneğin, arılar yok olsaydı yalnızca balsız kalmazdık; birçok çiçekli bitki türü de yeryüzünden silinip yok olurdu. Bunun neticesinde çiçekli bitkilerle beslenen otçul hayvan türleri de yok olurdu. Sonra da otçul hayvanlarla beslenen etçil türlerin soyu tükenmeye başlardı. Özetle; arılar olmasaydı besin zincirinin en önemli halkası yok olurdu ve ardından bütün besin zinciri kısa sürede dağılırdı. Çocuklarımıza, her canlıların ekolojik dengenin korunması için farklı görevler üstlendiğini ve her birinin değerli olduğunu, -bilimsel verilerle desteklenen örnekler sunarak- öğretmeliyiz. Böylece, çocuklarımızın hiçbir ayrım yapmadan hayvanlar alemine saygıyla ve sevgiyle yaklaşmalarını, doğanın ayrılmaz bir bütün olduğunu kavramalarını ve çevreci bir anlayışla hareket etmelerini teşvik edebiliriz.

Örnek Olarak Rehberlik Edin

Her ne kadar çocuklar; sevmek ve öğrenmek üzere programlamış olarak dünyaya gelseler de hayvanları sevmeleri için ailelerinin ve yakın çevrelerinin rehberliğine ihtiyaç duyarlar. Hayvanların sevilmediği çevrelerde yetişen çocukların, hayvanlara saygı duymalarını beklememiz fazla iyimser bir yaklaşım olur. İşte bu yüzden; çocuklarımızın yanında hayvanları küçük düşüren ifadeler kullanmamaya, bir hayvanla iletişim kurarken saygılı ve nazik bir ton tercih etmeye, hayvanlara karşı şiddet içeren davranışlarda asla bulunmamaya özen gösterebiliriz. Hayvan fobimiz varsa -gerekirse bir doktor yardımıyla fobimizi aşmaya ve- çocuklarımıza yansıtmamaya gayret edebiliriz. Hayvanların dünyasını merakla ve sevgiyle takip ederek, çocuklarımızı hayvan zulmüne araç olan hayvanat bahçelerinden veya sirklerden uzak tutarak ve hayvan haklarını koruyan çeşitli eylemlerde bulunarak onlara rehberlik edebiliriz.

Hayvan Barınaklarına Gidin, Hayvan Örgütlerine Bağış Yapın

Barınaklarda gönüllü olmak; çocukların terk edilmiş, çaresiz hayvanlara bakmayı ve onlarla empati kurmayı öğrenmeleri, bunun yanı sıra hayvan sevgisi kazanmaları için en etkili yollardan biridir. İster barınakları ziyaret edebiliriz ister yerel ya da uluslararası hayvan örgütlerine bağış yaparak hayvanların korunmasına çocuklarımızla beraber destek olabiliriz.

Çevrenizde Yaşayan Hayvanlara Yardım Edin

Örneğin, çocuklarımızla beraber; bir kuş yemliği veya bir kedi evi inşa ederek; mama veya su gibi temel besinler sağlayarak çevremizdeki hayvanlara yardım eli uzatabiliriz. Yaz aylarında sıcaktan etkilenen sokak hayvanları için su kapları temin edebilirsiniz.

Hayvan Dostu Kitaplarla ve Filmlerle Buluşun

Çocuklarımızla hayvanlar hakkında okuyabileceğimiz çok sayıda kitap ve birlikte izleyebileceğimiz çok sayıda film var. Hayvanlara saygı duymaya ve sevmeye teşvik edecek bu kaynaklarla çocuklarımızı sık sık buluşturabiliriz.

Evcil Hayvan Sahiplenmeyi Düşünün

Evcil hayvan sahiplenmek, çocuklara hayvan sevgisi aşılamanın ve empatiyi öğretmenin en hızlı yollarından biridir. Özellikle çekingen çocuklar için bir evcil hayvanla yakın bağlar kurmak, sosyal becerileri geliştirmek ve yalnızlıktan kurtulup stresi azaltmak için harika bir yoldur. Hem duygusal hem de finansal olarak bir evcil hayvanın bakımıyla ilgili sorumlulukları üstlenmeye hazırsak bir evcil hayvanı ailemize dâhil etmeyi düşünebiliriz. Unutmayalım, her çocuk evcil hayvan ister ancak istekli olmaları, evcil hayvanımızla ilgili tüm sorumlulukları almaya hazır olduklarını göstermez. Çocuklarımıza yaşlarına uygun olacak şekilde sorumluluklar verebiliriz ve onlar, verdiğimiz bu sorumlulukları başarıyla yerine getirdikçe onları yeni sorumluluklarla ve övgüyle ödüllendirebiliriz. Satın almadan, hayvan ticaretini destek vermeden evcil hayvan sahiplenmenin, onlara ömürlük yuva sunmak mümkün olduğunu lütfen unutmayalım.

Nasıl Etkileşim Kurmaları Gerektiğini Öğretin

Çocuklarımızı, asla bir hayvanın yanında gözetimsiz bırakmamalıyız. Onlar, bir köpekle ya da bir kediyle nasıl etkileşime gireceklerini içgüdüsel olarak bilmezler. Dolayısıyla bu konuda rehberliğe ihtiyaçları vardır. Örneğin, hayvanların kürkleri veya kuyrukları çekilirse çok üzüleceklerini ve kelimelerle ifade edemedikleri için üzüntülerini ısırarak veya tırmalayarak gösterebileceklerini çocuklarımıza anlatabiliriz. Onları hem kendilerinin hem de hayvanların güvenliği için belli başlı kurallara uymaya teşvik edebiliriz. Çocuklarımıza tanımadıkları bir hayvana yaklaşmadan önce her zaman güvendikleri bir yetişkine danışmayı; hayvanların gözlerine, kulaklarına, burunlarına veya ağızlarına dokunmamayı ve kendi evcil hayvanımız dâhil hiçbir hayvana yemek yerken, uyurken veya yavrularına bakarken yaklaşmamayı öğretebiliriz.… Çocuklarımıza hayvanlarla ilgili temel kuralları öğretmemiz hem çocuğumuzu hem de hayvanları koruyacaktır.

Özel Günleri Kutlayın

Hayvanlarla ilgili özel günler, hayvanların merak uyandıran dünyasını çocuklara tanıtmak ve onlara hayvan sevgisi aşılamak için iyi birer fırsattır. Örneğin, yaklaşmakta olan -27 Şubat’ı ’taki- Uluslararası Kutup Ayıları Günü’nü kutup ayılarını daha yakından tanımaya, onların sorunlarını anlamak için değerlendirebiliriz. ya ve varlıklarını onurlandırmaya adayabiliriz… Doğal ortamında yaşayan kutup ayısı sayısının 31 binden .000’den az olduğunu biliyor muydunuz? Kutup ayılarının hayatta kalmaları ve yavrularını büyütmeleri, kutup buzullarının varlığına bağlıdır. Kutup ayılarının avlanmak, beslenmek ve dinlenmek için kullandıkları buz kütleleri, iklim değişikliği nedeniyle endişe verici bir hızla eriyor. Dünya Vahşi Yaşam Vakfı (WWF) küresel ölçekte kutup ayılarını koruma altına almaya çalışıyor. Çocuklarımıza, kendi akran çevrelerinde kutup ayılarının sesi olabileceklerini söyleyebiliriz ya da WWF aracılığıyla kutup ayılarına birlikte destek olmanın farklı yollarını seçebiliriz. Hayvanlara karşı şiddetin artarak devam ettiği, hayvan türlerinin hızla yok olduğu ve hayvan haklarının yeterince korunmadığı bir dünyada; çocuklarımıza hayvan sevgisi aşılamamız, gerçekten çok önemlidir. Çocuklarımıza her canlının sevgiyi hak ettiğini öğretmek ve onlara hayvan sevgisi kazandırmak için asla geç değildir. Bunu başarabiliriz, başarmalıyız..

KidZania’dan sevgilerimizle.

Satın Al
Açılış Saatleri
Giriş Ücretleri
Üye Girişi Sepetim