GERÇEK SEVGİ,KOŞULSUZDUR...
GERÇEK SEVGİ, KOŞULSUZDUR… Gerçek sevgi nedir? Çocuklara sevgiyi öğretmenin yolları nelerdir?
Sevgiyi tasvirlemeye çalıştığımız bu yazı, 14 Şubat Sevgililer Günü için kaleme alındı. Nasıl sevgi yılın tek bir gününe özel değilse, sevgi ve hayatımızdaki yeri de küçük değil. “Sevgili” kelimesi, sıfat olarak “sevgi ile bağlandığımız” demek… Bugün, 14 Şubat Sevgililer Günü. Dünya çapında kutlanan bu özel gün, KidZania İstanbul’da “Sevgi Günü” demek… Sevgili dostlarımız, sevgili ailemiz, sevgili komşularımız, okul arkadaşlarımız, iş arkadaşlarımız, köpeğimiz, kedimiz, sevgili gezegenimiz, doğa, evren, yıldızlar, ağaçlar, insanlar… 14 Şubat; sevgiyle bağlandığımız herkese ve her şeye teşekkür etmek, sevginin iyileştirici gücünü kutlamak, gerçek sevgi üzerine düşünmek, çocuklarımıza koşulsuz sevginin gücü anlatmak ve öğretmek için iyi bir fırsat demek…
“Olgunlaşmış Sevgi Der Ki: Sana İhtiyacım Var Çünkü Seni Seviyorum.”
“Sevgi nedir?” veya “Gerçek sevgi nedir?” sorularına sayfalarca yanıt verilebilir. Sevgi belki de insanlığın en çok tanımlama çabası gösterdiği duyguların başında gelir. Tarih boyunca sevgi; tüm insanlar, düşünürler ve bilim insanları tarafından pek çok farklı şekilde tanımlanmıştır. Tüm tanımlar bize sevgiyi daha derin bir şekilde anlamak ve içimizdeki sevginin gücünü artırmak için fikirler verir. Sevgi teması ile en çok ilgilenmiş bilim insanlarından biri olan, ünlü psikanalist Erich Fromm (1900-1980) “Sevme Sanatı” adlı kitabında sevginin sadece duygu olmadığını, varoluşumuzun temellerinden biri olduğunu savunur ve sevgiyi tanımlayan birçok ipucu verir: “Olgunlaşmamış sevgi der ki: ‘Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var.’ Olgunlaşmış sevgi der ki: ‘Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum.’… Sevmek kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgide iki ayrı varlığın bir olması ve yine de iki ayrı varlık olarak kalabilmeleri karşıtlığı vardır.” Bu sözler, bize gerçek sevgiyi çok sade ve anlaşılır bir dille anlatır. Birini gerçekten sevdiğimizde koşullara bağlı veya kendi ihtiyaçlarımıza bağlı bir sevgi değildir bu… Koşulsuzdur gerçek sevgi… Sadece ihtiyaçlarımızı karşıladığı veya istediklerimizi yerine getirdiği için birini sevmek değildir, “sadece sevdiğimiz” için birine ihtiyaç duymaktır gerçek sevgi… Gerçek sevgi, almak değil vermektir. Sevdiklerimize sevgimizi vermek belki de bizi yaşama bağlayan en değerli hediyedir. Bu hediyedir yaşama anlam katan, bizi faydalı ve üretken birer birey yapan… Fromm, araştırmaları ile biyofili hipotezine de katkılar sağlamıştır. Biyofili, yaşama ve yaşayan sistemlere karşı duyulan sevgidir. Doğal yaşama olan sevgisi insanı ayakta tutar. Bu hipotez, insan benliği ve diğer yaşayan sistemler arasında içgüdüsel bir bağ olduğunu öne sürer; insanların neden ev hayvanları beslediklerini veya bitki yetiştirdiklerini, yeşille ve doğal yaşamla iç içe olmaktan hoşlandıklarını, bazen tehlikedeki bir canlıyı kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye attıklarını da açıklar. Yavru bireylerin korunması, karşı cinse ilgi duyulması, spor yapmak, dans etmek, yaşam coşkusunu dışa vuracak çeşitli eylemlerde bulunmak ve hatta yemek yemek, su içmek, barınmak, hepsi biyofilinin yani yaşama karşı duyulan sevginin belirtisidir.
“Çocuklarınız Varsa, Muhteşem Bir Sevgi Kaynağınız Var Demektir.”
“Sevginin Beş Dili” adlı popüler kitabında, herkesin farklı sevgi dili olduğunu ve sevdiklerimizin sevgi dilini çözümleyerek sevgimizi en iyi şekilde ifade etmemiz için tavsiyeler sunar yazar Gary Chapman ve bu kitabında gerçek sevgiyi tanımlar: “Dünyayı döndüren şey, gerçek sevgidir. Gerçek sevgi, koşulsuzdur. Çocuklarınız varsa, muhteşem bir sevgi kaynağınız var demektir. Onlar sizi çok ama çok derinden severler. Ayrıca, sizin sevginize de ihtiyaçları vardır. Her çocuğun içinde sevgiyle doldurulması gereken bir ‘duygu deposu’ vardır. Çocuk gerçekten sevildiğinde, doğal ve olması gerektiği gibi gelişir. Sevgi deposu boş kaldığında, çocuk yanlış davranışlara yönelir. Çocukların yaramazlıkları genellikle bu sevgi deposundaki boşluktan kaynaklanır.”
Çocuklarımıza Sevgiyi Nasıl Öğretiriz?
Bir çocuk, ancak yaşama sevgi ile bağlı olan yetişkinlerle etkileşim içinde olabiliyorsa ve koşulsuz sevgi ile büyüme fırsatı varsa sağlıklı bir şekilde gelişebilir. Koşullara bağlı olmadan sevildiğini bilmek, bir çocuğun fiziksel ve zihinsel sağlığı için vazgeçilmezdir.
Çocuklarımızı gerçekten dinleyelim…
Dinlemek, sevgi dolu bir ilişkinin temelidir. Çocuğumuza, “onun sözünü kesmeden ve söylediklerini dikkatle dinleyerek” zaman ayırmamız ona değer verdiğimizi gösterir. Onu gerçekten dinlememiz; çocuğumuzun öz güven kazanması, dinlemeyi öğrenmesi, kendi varlığının değerli olduğunu anlaması ve koşulsuz sevgimizi hissetmesi için en iyi yollarından biridir.
Öfke ve dedikodudan uzak duralım…
Gün boyunca sık sık öfkelenen veya dedikodu yapan yetişkinlerin olduğu bir ortamda bulunmak, çocuklara “öfkelenmenin veya başkaları hakkında olumsuz konuşmanın normal olduğunu” öğretir. Sevgi; sadece çocuklarımızı, evcil hayvanlarımızı ya da bahçemizde yetiştirdiğimiz bitkileri sevmek değildir. Gerçek sevgi, yaşama bir bütün olarak sevgiyle yaklaşmaktır; “başkalarının içindeki kötüden önce iyiyi görmeye çaba göstermektir”. Örneğin, çocuğumuzu arabayla antrenmana yetiştirmeye çalıştığımız ve az zamanımız kaldığı için biraz endişeli olduğumuz bir yolculuktayız. Yetişeceğimizi umarken bir çöp kamyonunun arkasında kalıyoruz, kamyon şoförü bize yol vermiyor ve on dakika kaybediyoruz. Bu durum elbette sinir bozucudur. Ancak özellikle çocuğumuzun yanındayken öfkemizi olduğu gibi yansıtmak yerine derin bir nefes almak ve “Belki de yol istediğimizi görmedi. Bu iyi olmadı… Yapacak bir şey yok, bekleyeceğiz.” gibi bir yaklaşımla sakin kalmaya ve kötü sözler sarf etmemeye özen göstermek en doğrusudur. Bu gibi soğukkanlı yaklaşımlarımız, çocuklarımıza öfke gibi olumsuz duyguları yönetmeleri için de doğru örnek olur. Dedikodudan da uzak durmalıyız. Başkaları hakkında dedikodu yaptığımızda, çocuğumuza “bizden farklı olan insanlara ön yargı ile yaklaşmanın ve onların arkalarından çekinmeden olumsuz konuşmanın sorun olmadığını” öğretiriz.
Sevgi üzerine sohbet edelim, okuyalım…
İnsan sevgisi, doğa sevgisi, hayvan sevgisi, evren sevgisi, kitap sevgisi… Ne Pek çok sevgi türü vardır. Çocuklarımız sevginin ne kadar geniş bir kavram olduğunu ve barışı sağlamanın, fayda yaratmanın, yaşamı anlamlı kılmanın en akılcı ve doğru yolu olduğunu bilmeliler. Bunun için onlarla gerçek sevgi, öz sevgi ve empati üzerine sohbet edebiliriz, sevgi üzerine yazılmış kitaplar okuyabiliriz.…
Rastgele iyilikleri teşvik edelim…
Çok zor bir zamanımızda, çevremizdeki birinin bizim için sürpriz bir iyilik yaptığını düşünelim. Örneğin, bilgisayarın başından kalkamayacak kadar yoğunsunuz, çözmeniz gereken birkaç önemli sorun var ve kendinizi çok yorgun hissediyorsunuz. Böyle bir durumdayken ekip arkadaşlarınızdan birinin size bir fincan kahve getirmesi ya da size “Nasıl yardımcı olabilirim? Dilersen diğer işlerini bana devredebilirsin.” demesi size nasıl hissettirir? Muhtemelen sevildiğinizi hissedersiniz. Çocuklarımızla birlikte arkadaşlarımıza, ailemize, öğretmenlerimize, komşularımıza ya da bahçemizi sık sık ziyaret eden kedilere sevildiklerini hissettirmek için değerlendirebileceğimiz rastgele iyilikler üzerine düşünebiliriz.
Koşulsuz sevelim…
Çocuklarımızı oldukları gibi sevmektir koşulsuz sevgi. Çocuklar, ne hata yaparlarsa yapsınlar veya ne söylerlerse söylesinler sevilmeye ihtiyaç duyarlar. Sadece iyi not aldığında veya sadece ebeveynlerinin isteklerini yerine getirdiği zaman sevildiğini düşünen bir çocuk, koşullara bağlı olarak sevildiğine inanıyordur. Çocuklarımıza koşulsuz sevgiden bahsedebiliriz. Kendilerinin ve sevgi, saygı, yardımlaşma, empati gibi temel değerlerin akademik derecelerinden çok daha önemli olduğunu anlamalarını sağlayabiliriz. Çocuklarımıza her koşulda onları sevmeye devam edeceğimizi anlatabiliriz. Onlara her gün en az bir kere “Seni seviyorum” diyebiliriz. Sürpriz sevgi notlarımız veya jestlerimiz ile onları şaşırtabiliriz. Örneğin, bugün -yani tüm sevdiklerimize sevgimizi ifade etmek ve onları gülümsetmek için harika bir günde, 14 Şubat’ta- kalp şeklinde kocaman bir balon veya bir pasta ile sevgimizi sunmanın sempatik ve farklı bir yolunu keşfedebiliriz. Bugün, tüm sevdiklerimize sevgimizi ifade etmek ve onları gülümsetmek için harika bir gün.
Yaşasın Sevgi!
Paylaş
Haydi çocuklara eğitim ve eğlenceyi, gerçek hayatı deneyimledikleri KidZania’yı sizde paylaşın.