0
Sepetiniz boş.
Ara toplam 0,00
Sepete Git Alışverişe devam et

BUNLARDAN VAZGEÇEBİLİRİZ

BUNLARI YAPMAKTAN HEMEN BUGÜN VAZGEÇEBİLİRİZ…

Hiç kuşkusuz ki biz ebeveynler, çocuklarımız için en iyisini yapmak isteriz. Ancak takdir edilesi çabamıza rağmen bizler de hatalar yaparız. Bazen iyi niyetle çocuklarımız için aldığımız kararlar veya onlar için ortaya koyduğumuz eylemler ya da kendi kendimize kapıldığımız olumsuz duygular yarardan çok zarar verir. Hiç kimse, hiçbir ebeveyn ve hiçbir çocuk mükemmel değildir. Hepimizin zaman zaman durup sakince düşünmesi, aynaya bakıp kendindeki iyileri ve kötüleri görmesi, hatalarının farkına varması ve tıpkı bir bilgisayar gibi sistem ayarlarını güncellemesi gerekir. Unutmayalım; önemli olan farkında olmaktır, kendimiz ve çocuklarımız için iyi yönde değişmeye istekli olmaktır. “Mükemmel bir ben değil, daha iyi bir ben” için mücadele etmektir.

İşte, Ebeveynler Olarak Vazgeçebileceğimiz Bazı Yanlış Tutumlar…
Belki birkaçında kendimizi görebiliriz ve bu, bize hemen bugün adım atmak için ilham verir. Neden olmasın?

Yetersiz/Başarısız Olduğunu Hissetmek

Ebeveynlerin kendilerine karşı sert davranmaları veya kendilerini abartılı bir şekilde suçlamaları sıkça rastlanan bir durumdur. “Ben nasıl bir anneyim? Bunu yine batırdım. Olmuyor…” gibi serzenişlerimizin ve kendimizi hırpalamanın kimseye -ne bize ne de çocuklarımıza- faydası yoktur. Kabul edelim, bazı günler diğerlerinden daha zordur; bazı deneyimler bizi üzer ve bazen ebeveynlik sınavında sınıfta kalırız. Sınıfta kalmış olmamız ya da kötü bir gün geçirmemiz her şeyin sonu olabilir mi? Elbette, olamaz… Kendi yaşantımızda gelişim zihniyeti ile hareket etmeyi prensip haline getirerek hayatı “hatalarımızdan öğrenerek çocuklarımızla birlikte büyüdüğümüz, bitmeyen bir öğrenme yolculuğu” olarak görebiliriz. İç sesimizle kendimize şu mesajı verebiliriz: “Evet, bu konuda yanlıştım ama ben iyi bir ebeveynim... Bugüne dek ne çok zorluğu aştım, ne çok şey başardım ben… Bunu da düzeltebilirim.”…

Çocukların Sorumluluklarını Üstlenmek

Çocuklar, deneyimlerinden ve hatalarından öğrenerek eninde sonunda başarabileceklerini, hedeflerine ulaşabileceklerini bilmeliler. Onların ödevleri yapmak veya odalarını toplamak gibi sorumluluklarını biz üstlendiğimizde ve her türlü tehlikeden korumak adına çocuklarımızın eylemlerini gereksiz yere kısıtladığımızda ya da bu eylemleri onların yerine gerçekleştirdiğimizde çocuklarımızın öğrenme sürecini yavaşlatmış oluruz. Bırakalım, kendileri yapsınlar; bırakalım, hata yapsınlar… “Peki, ya o süt -ben yardım etmediğim için- tezgâha dökülürse… Peki, ya o ödevden -harika fikirlerimle destek olmadığım için- kötü not alırsa…” gibi endişelerimizi bir kenara bırakalım. Bize düşen görev, kendi hatalarını bulmaları için çocuklarımıza yol göstermektir, onlara olan güvenimizi yansıtmaktır ve her yeni denemede daha iyi olacaklarını keşfetmelerini sağlamaktır.

Evliliğimizi, Kendimizi İhmal Etmek

Çocuklarımızı büyütürken ve onlarla yakından ilgilenirken bazen en önemli ilişkilerimizden birini, evliliğimizi ve bazen de kendimizi ihmal ettiğimiz zamanlar olur. Eşimize düzenli olarak zaman ayırmak ve birbirimizi dinlemek; yoldaşlığımızı ve dostluğumuzu pekiştirmek, hemfikir olacağımız tutarlı bir ebeveynlik yolu seçmek ve birbirimizi motive etmek için önemlidir. Kendimize ve hobilerimize zaman ayırmak da önemlidir. Çocuklarımız, evliliğimize ve birey olarak kendimize değer verdiğimizi bilmeliler. Peki ya boşandıysak… Boşanmanın çocuklarımıza olumsuz yansımaması için iş birliği kurmaya, karşılıklı saygıyı korumaya çabalamamız en doğrusudur.

Küçük Şeyler İçin İnatlaşmak

Ebeveynlik mücadelelerimizi akıllıca seçebiliriz. Bazı şeyler için çocuklarla inatlaşmaya gerçekten değmez. Örneğin, beş yaşındaki kızımız önemli bir aile davetine giderken puanlı pantolonunun üzerine ekose bir gömlek giymek istiyorsa bu dünyanın sonu değildir. Bu uyumsuz kıyafeti giyme konusunda çok ısrarlıysa ve izin verdiğimizde o çok mutlu olacaksa bırakalım giysin… Cesur olabiliriz, gideceğimiz davette zevkimizi yargılayacak birileri olabilir ve bunun gerçekten önemi yoktur. Karar vermesine izin vermemiz; çocuğumuzun hem kendine hem de bize karşı güvenini artırır. Bu, aynı zamanda harika bir ödüldür onun için.

Sorumluluk Vermeyi İhmal Etmek

Çocuklarımıza okul öncesindeki dönemden başlayarak yaşlarına uygun sorumluluklar atayarak onlara nasıl bir iyilik yapacağımızın, böylece çocuklarımıza ne büyük bir hediye vereceğimizin farkında mıyız? Eğer farkında değilsek hemen farkında olmalıyız. Kendileri ile ilgili sorumluklarla sınırlı kalmadan çocuklarımızı ev işlerine de dâhil etmeliyiz. Araştırmalar, erken çocukluk evresinde yaşına uygun çeşitli sorumluluklar üstlenen çocukların okulda ve gelecekte daha başarılı, daha azimli ve sorumluluk sahibi bireylere dönüştüklerini kanıtlıyor.

Mükemmel Çocuklar Yetiştirmeye Çalışmak

İşte bir gerçek: Çocuklarımız mükemmel değiller. Biz de değiliz. Çocuklarımıza kimsenin mükemmel olmadığını, hayatta pek çok şeyi denedikten sonra bazı uğraşları seçip bunlara odaklanmanın ve bu uğraşlarda kendi en iyilerine ulaşmak için çaba göstermelerinin yeterli olduğunu anlatabiliriz.

Sürekli Acele Etmek

Kendimizi çocuklarımıza sık sık acele etmelerini söylerken veya kendi kendimizi sürekli her yere koştururken buluyorsak yavaşlamanın ve bu telaşın nedenini keşfetmenin zamanı gelmiş demektir. Her an acele etmek genellikle ya programımızın çok yoğun olduğunun ya da ailemizin zaman yönetimi becerilerini değerlendirmemiz gerektiğinin bir işaretidir. Yeni rutinler belirleyebiliriz, programımızı değiştirebiliriz ve acele etmediğimiz daha az stresli bir hayata geçiş yapabiliriz.

7/24 Birlikte Olmaya Çalışmak

Kimimiz, uyanık olduğumuz her anı çocuklarımızla geçirmemiz gerektiğine inanırız ve onlardan uzak kaldığımız anlarda suçluluk duyarız. Bu suçluluk hissi bizi gereksiz yere yıpratır çünkü 7/24 çocuklarımızla olmak sağlıklı değildir. Herkesin yalnız olacağı anlara ve her çocuğun ebeveynlerinden ayrı geçireceği -yalnız veya arkadaşlarıyla olacağı- anlara ihtiyacı vardır. 7/24 birlikte olmak yerine, çocuklarımızla kaliteli zaman geçirmeye çalışabiliriz, çocuklarımızın yalnız veya kardeşleriyle oynamasına izin verebiliriz -ve bunun önemini anlayabiliriz-. Ayrı zaman, çocuklarımızın bağımsızlık geliştirmelerine destek olmakla kalmaz, aynı zamanda bizden bir yük de alır.

Şımartmak, Abartılı Övmek

Çocuklarımızın her istediğini yaparak onları şımartıyor olabiliriz. Her istediklerini yapmak için tüm imkânlara sahip olabiliriz ancak çocuklarımıza hayatta her şeyin, her zaman istedikleri gibi olmayacağını öğretmemiz gerekir. “En güzel sensin!”, “Çok zekisin!” gibi abartılı övgülerimizle çocuklarımıza farkında olmadan baskı kuruyor olabiliriz. (Güzellik çok mu değerlidir? Değildir ve eğer çocuğumuz, ileride bu güzelliğini kaybederse sevilmeyeceğini düşünebilir. Çaba olmadan zekâ başarı getirir mi? Getirmez, başarı için yılmadan çabalamak gerekir.) Onları zekâları ve fiziki görünümleri hakkında övmek yerine çabalarını övmeye özen gösterebiliriz.

Ebeveynliğimizde Tutarsız Olmak

Disiplin kurmak istiyorsak, çocuklarımızın rutinlere ve kurallara uymalarını hedefliyorsak… O halde, her zaman tutarlı olmaya dikkat etmeliyiz.

Çocuk Olduklarını Unutmak

Biz ebeveynler, bazen çocuklarımızın “çocuk olduğunu” unuturuz. Çocuklar, küçük yetişkinler değildir. Onlar, doğal olarak bizden daha fazla hata yaparlar. Çocuklarımızın; duygularını, yeteneklerini ve dünyayı keşfetmek isteyen küçük bir birer birey olduğunu aklımızdan hiç çıkarmamalıyız.

Başkaları ile Kıyaslamak

Çocuklarımız eşsiz birer bireydir. Onların özgün doğasına ve yeteneklerine odaklanmalıyız; çocuklarımızı asla diğer çocuklarla kıyaslamamalıyız. “Ahmet, ne uslu bir çocuk… Sen de daha uslu olmayı denesen… Ahmet piyano çalmaya devam ediyor, bravo ona. Sen pes ettin…” gibi sözler, çocuklarımızın öz güvenini sarsar.

Hayallerimizi Onların Hayatına Entegre Etmek

“Neredeyse olacaktı ve gençken o madalyayı alacaktım ama koşullar beni başka yöne sürükledi. Şimdi bir çocuğum var ve o bunu başarabilir. Ben, sahip olamadığım o şansı çocuğuma sunacağım.” gibi bir anlayıştan uzak durmalıyız. Çocuğumuz, eğer bizim hayallerimizi süsleyen bir alanda -diyelim koşuda veya balede- faal olmak istiyorsa çok şanslıyız demektir. Ancak kabul edelim, onlar kendi hayallerinin izinden gitmeliler…

Öfkemizi Kontrol Etmemek

Çocuklarımızdan birisi kirli ellerini tişörtüne sürerken diğer ikisi avaz avaz bağırarak kavga ediyor olabilir. Çocuklarla yaşamın bazen öfkemizi zıplatması doğaldır ama -farkında olmasak da- buna katlanacak büyük bir gücümüz de vardır. Evdeki kargaşa anlarında ebeveyn olarak bize düşen görev, derin nefes alıp sakin kalmayı başarmaktır. Öfkelenmek yerine soğukkanlı ve kararlı bir duruşu tercih edebiliriz.

Diğer Ebeveynler Gibi Olmaya Çalışmak

Sosyal medyanın da etkisiyle ebeveynler sıklıkla kendilerini başkalarıyla karşılaştırır oldular. Bizi strese sokacak ebeveynlik rekabetlerine kapılmak yerine ebeveyn olarak kim olduğumuzu, özgün yönlerimizi ve güçlerimizi keşfetmeye odaklanmalıyız. Diğer ebeveynlerden bir şeyler öğrenmek harika olsa da değerlerimize ve hedeflerinize sadık olmamız, kendimize güvenmemiz de önemlidir.

Ve…
Bugün yapmaktan vazgeçebileceğimiz daha pek çok alan bulabiliriz… Şimdilik bu kadarı hepimize yeter diye düşünüyoruz… Ebeveyn olarak kendimizi yenilememizi sağlayacak süper güçlerimizi keşfetmeye, gelişim zihniyeti ile hatalarımızdan öğrenmeye ve koşulsuz sevgimizle çocuklarımızı kucaklamaya devam ettiğimiz sürece her şey düzelir, her sorun çözülür.

KidZania’dan sevgilerimizle.

Satın Al
Açılış Saatleri
Giriş Ücretleri
Üye Girişi Sepetim