AZİMLİ OLMAK
ÇOCUKLARA AZİMLİ OLMAYI NASIL (VE NEDEN) ÖĞRETMELİYİZ?
Dâhi veya doğuştan yetenekli olmak mı, yoksa azimle gayret etmek mi başarıyı daha çok etkiler? Toplum olarak bilinçaltımızda neden “doğal yetenek” yanlısıyız? MacArthur Deha Ödülü sahibi, psikolog ve yazar Angela Duckworth, “Azim: Sabır, Tutku Ve Kararlılığın Gücü” adlı kitabında bu soruları yanıtlıyor; azmin potansiyelimiz üzerindeki etkilerini, yaptığı araştırmanın bulguları ile destekleyerek anlatıyor. “Azim”, biz ebeveynlerin çok sevdiği bir kelime. Azimli olsun, cesur olsun, kendine güvensin” deriz sık sık çocuklarımızla ilgili sohbet ederken… “Bir işteki engelleri yenme kararlılığı” olarak ifade edilen “azim”; öz güvenle ve cesaretle sürekli öğrenmek, tutkularının peşinden gidip yılmadan denemek demek. Azim, herkesin geliştirebileceği bir beceri. Çocuklarımıza bu beceriyi kazandırabiliriz. Peki, bunu nasıl yapabiliriz? Duckworth’un ses getiren araştırmasının ve çok satan kitabının izinden gidip azmin formülünü bulabilir miyiz? Evet, bulabiliriz. Elbette, özellikle de çocuk yetiştirme söz konusu olduğunda kesin bir formülden bahsedemeyiz. Ancak bilimsel kanıtlara dayanan formüllerden kesinlikle ilham alabiliriz.
Azmin Formülü: İlgi, Çaba, Umut, Sebat, Amaç, Tutku
Duckworth, kitabında yalnızca doğal yeteneklerine güvenmeyip “azim” denen özelliğini geliştiren ve harika işler başaran insanları örneklerle anlatıyor; herkesin daha azimli olmasını sağlamak için altı önemli etkene odaklanan bir azim formülü sunuyor: ilgi, çaba, umut, sebat, amaç, tutku. Angela Duckworth, araştırmasında akademik ve yaşam döngülerinde uzun vadede başarı gösteren öğrencilere odaklandı. Bu araştırmada; azim, öz denetim, güven ve hırsın bir kombinasyonunun, başarının en güvenilir destekçileri olduğunu ve tam potansiyele ulaşmak için azmin, zekâdan ve hatta notlardan daha önemli olduğunu buldu. Örneğin, heceleme yarışmasını kazanan çocuklar, akranlarından daha zeki değillerdi; sadece kelimeleri incelemek için çok zaman ayırdılar ve daha çok çalıştılar.
Bazı çocuklar, diğerlerinden daha fazla azme sahip olabilir. Bu, onların hayat yolculuklarında öğrendikleri bir beceridir. Onlar; öz güvenle ve cesaretle, hatalardan korkmadan sürekli gelişmeye odaklanırlar. Daha zeki oldukları için değil daha azimli oldukları için hedeflerine eninde sonunda ulaşmayı genellikle başarırlar. Potansiyelimizi gerçekleştirmek için azimden nasıl faydalanabileceğimizi anlattığı kitabında Duckworth, çocuğumuzun azim geliştirmesine yardımcı olmak için yapabileceğimiz pek çok şey olduğunu söylüyor.
Çocuğumuzun Bir Tutku Bulmasına Yardımcı Olalım
Azimli insanların özelliklerinden biri, tutkularının izinden giderek mutluluğu aramaya motive olmaları ve anlamlı buldukları bir amaç için çaba göstermeleridir. Küçük çocukların tutkuları olmayabilir ancak ilgi alanları olur. Ebeveynler olarak çocuklarımızın, ileride tutkuya dönüşebilecek pek çok ilgi alanında kendilerini keşfetmelerine yardımcı olabiliriz. Onlara bu konuda en iyi şekilde yardım etmek istiyorsak çocuklarımıza “kendi tercih ettikleri alanlarda” deneyim kazanma imkânı vermemiz gerekir. Yani, onların yerine tercih yapmadan çocuklarımızı karar almaya teşvik ederek…
Başarısızlığın Bir Son Olmadığını Öğretelim
Tıpkı Duckworth gibi, “How Children Succeed” (Çocuklar Nasıl Başarır?) kitabının yazarı Paul Tough da “cesaret, azim, öz kontrol, iyimserlik, minnettarlık, sosyal zekâ, zevk ve merak” gibi becerileri geliştirmenin IQ'dan (bilişsel zekâdan) daha önemli olduğunu; sıkıntıların ve hatta başarısızlığın bir çocuğun gelişimi için çok önemli olduğunu savunuyor. Çocuklarımızın; başarısızlıklardan korkmak yerine başarısız oldukları her alanı, öğrenme ya da kendilerini geliştirmek için bir fırsat olarak görmelerini sağlayabiliriz. Onlarla, kendi başarısızlık hikâyelerimiz ve sebat edip başardıklarımız hakkında düzenli olarak konuşabiliriz. Bu; onların, “başarısız olmanın normal olduğunu ve başarısız sonuçların bir son olmadığını” anlamalarına yardımcı olur. Sadece kendimizle ilgili örneklerle sınırlı kalmayıp çocuklarımıza, başarısız denemelerden sonra azimle çalışıp hedeflerine ulaşan pek çok insanın etkileyici hikâyelerini de anlatabiliriz.
Çocuğumuzu Konfor Alanından Çıkaralım
Duckworth, çocuklarımıza en az bir zor şeyin -pratik yaparak gelişebilecekleri, disiplin gerektiren bir aktivitenin- peşinden gitme ve kendi başına çabalama fırsatı vermemizi öneriyor. Biz ebeveynler, çocuklarımızın zoru başarmalarını teşvik etmeliyiz. Örneğin, basketbol dünyasına hayran olan ama kendine bu konuda güvenmeyip konforlu alanında seyirci olmayı seçen bir çocuğumuz varsa onu basketbola teşvik etmek. Zoru başarmanın her zaman “en iyi olmak” demek olmadığını, “kendi en iyimize” ulaşarak da zoru başarabileceğimizi çocuğumuza anlatabiliriz. Onu; kendisini zorlayacak, çaba gösterdikçe başarılı olabileceği ve sevdiği alanlardan birinde deneyim kazanması için yüreklendirebiliriz. Bu tür bir deneyim, çocuğumuza azmin ne olduğunu ve azmiyle potansiyelini nasıl geliştirebileceğini öğretmenin en etkili yollarından biridir.
Hayal Kırıklıklarından Korkmamayı Öğretelim
Çocuklarımız, bazen kazanabilirler ve bazen kaybedebilirler. Biz ebeveynler, çocuklarımızın başarısız olduklarında yaşadıkları hayal kırıklığı anlarından hiç hoşlanmayız. Bu tür anlarda endişelere kapılabiliriz ve belki de bu endişemizi çocuklarımıza da yansıtabiliriz. Oysa bizler; tüm duyguların normal olduğunu ve çocuklarımızın ancak bu duyguların hepsini deneyimleyerek güçlendiklerini unutmamalıyız. Bırakalım, duyguların hepsini kucaklasınlar ve karşılarına çıkan olumsuz durumlarda duygularını yönetmeyi öğrensinler. Biz, sadece empati kurarak duygularını kabul edelim ve onları yeniden denemeleri için motive etmenin yaratıcı yollarını düşünelim.
Başarıları Değil, Çabaları Övelim
Çocuklar; öğrenmenin her zaman kolay olmadığını, kimsenin ve hiçbir şeyin mükemmel olmadığını bilmeliler. Bir beceriyi geliştirmeye çabalarken zor anlar yaşamalarının, zeki olmadıkları anlamına gelmediğini öğrenmeliler. Bunu kavradıklarında, işte o anda, “azim ve dayanıklılık” geliştirebilirler. Çaba, başarının temelidir ve aslında çaba, başarılı neticenin kendisinden de değerlidir. Çocuklarımıza çabanın önemini öğretmenin en güzel yolu, onları “en çok çabaları için övmektir”. Çaba göstermelerine rağmen bazen başaramayabilirler ya da hedeflerinin hepsine ulaşamayabilirler -sorun değil, farklı yöntemler bulup yeniden deneyebilirler- ve çabaları her koşulda ve her zaman övgüyü hak eder. Ebeveynlik, cesaret ve azim isteyen zorlu bir görevdir. Biz ebeveynler, çocuklarımıza doğru rol model olmak için cesareti ve azimli olmayı seçebiliriz. Belki çok cesur bir çocukluk geçirmemiş olabiliriz. Belki çocukken ya da gençken cesaret gösterip futbol tutkumuzun ya da sanat aşkımızın peşinden gitmedik… Belki bugün, gelecekle ve çocuğumuzla ilgili pek çok kaygımız var… Kaygılarımızı aşıp hayallere ve tutkulara yer açmaya çabalayabiliriz. Çocuklarımızın kendi tutkularına bulmasına yardımcı olurken biz de kendi tutkularımızı -belki yeniden, belki ilk defa- keşfedebiliriz. Azmi de başarıyı da yan yana, el ele durarak deneyimleyebiliriz.
KidZania’dan sevgilerimizle,
Paylaş
Haydi çocuklara eğitim ve eğlenceyi, gerçek hayatı deneyimledikleri KidZania’yı sizde paylaşın.