0
Sepetiniz boş.
Ara toplam 0,00
Sepete Git Alışverişe devam et

Çocuk Dünyasında Teknoloji

Bu araştırma, 7 ile 12 yaşlarındaki çocukların Dijital Dünyaya bakışlarını anlamak ve bunun öğrenme ve bağımsızlık alanlarındaki etkisini ortaya koymak üzere KidZania tarafından hazırlandı.

Bu konuları inceleyebilmek üzere, çocukların her bir konuyu nasıl yorumladıklarını ve farklı alanlar arasında bir çakışma olup olmadığını belirlemek için konseptler özelinde ayrı analizler yapıldı. Bağımsızlık ve özgürlük, öğretme ve öğrenme ve Dijital Dünya konuları, bu kavramların çocuklara ne ifade ettiğini anlamak üzere çalışmada ayrı ayrı ele alındı. Daha sonra, bu kavramlar arasında bir ilişki olup olmadığını ve hayatlarını nasıl etkilediklerini tespit etmek üzere bir arada analiz edildi.

Araştırma sürecinde, doğal olarak, yeni sorular da ortaya çıktı: Teknoloji öğrenmeyi kolaylaştırabilir mi? Yetişkinler, çocukların bağımsızlık potansiyelinin farkında mı? Dijital Dünya’da çocukları ne cezbediyor?

Yukarıdaki soruların cevaplarını ararken, araştırma sürecini destekleyecek konuyla ilgili, anlamlı bilgiler elde etmek için ilk olarak 7 ile 12 yaşları arasındaki çocukların bakış açısını derinlemesine anlamamızı sağlayan tümdengelim yöntemi kullanıldı.

BAĞIMSIZ ÇOCUKLAR İÇİN DİJİTAL DÜNYA VE ÖĞRENME ETKİLERİ

Tarihsel olarak bakıldığında, her nesil kendisinden önceki nesillerden bir şekilde farklılaşmasına neden olan olaylar yaşıyor. Bu olaylar sadece moda ve müzik gibi en bariz fark edilen konularda değil, her bir nesli tanımlayan tarihi, sosyal ve kültürel alanlarda da ortaya çıkıyor.

Bugünün çocukları (2000 yılından günümüze kadar olan zaman diliminde doğanlar) Z Kuşağı olarak adlandırılıyorlar; Doğuştan Dijital olarak tanımlanan bu çocuklar en büyük teknolojik gelişmeler e tanıklık edilen bir dönemde yaşıyorlar. Teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler bu çocukların (özellikle yaşça küçük olanların) içinde bulundukları dünyayı dijital olarak anlamlandırmalarına yol açıyor. Teknoloji Z Kuşağı için yenilikçi bir kavram olarak algılanmıyor.

Bu çocuklar için, teknoloji doğdukları andan itibaren vardı ve tüm hayatları boyunca teknoloji ile etkileşim içindeydiler: teknoloji hayatlarının bir parçası; teknoloji ile bağlantılı olmayan bir dünyayı kavrayamıyorlar. Ayrıca teknoloji, kimliklerinin bir parçası, onlara kolaylık sağlayan, amaç ve yön veren bir unsur olarak hayatlarına entegre olmuş durumda.

Öğrenme, çocukların gelişiminde ve yetişkin bireyler olmaları yolunda önemli bir rol oynuyor. Diğer yandan da, bağımsızlık ve özgürlükleri ile alakalı. Çocukların dünyasında, mevcut olan ortam şartları dahilinde (teknolojik gelişmeler), bu kavramlar arasındaki ilişkiyi ve ortak noktaları bulmak çok önemli, çünkü çocuklar dünyayı bu kavramlar çerçevesinde algılıyorlar.

Eğitim, öğretim ve öğrenmenin birbirleri ile olan ilişkisini ve çocukların bu kavramları nasıl kavramadıklarını anlamak çok önemli. Genel olarak, bu senaryoların her birine çocukların hayatlarının içinde bakmak gerekiyor. Eğitimin, daha çok, çocukların yetiştirilmesi, yönlendirilmesi ve öz değerlerinin oluşturulması ile alakalı olduğunu görüyoruz.

Çocuklar öğrenme, öğretim ve eğitim kavramları arasında yakın bir ilişki olduğunu hemen fark ediyor ve bu kavramları üç alanla ilişkilendiriyorlar: okul, ev ve sosyal hayat.

Bu üç alanı ve her bir alandaki ana oyuncuları net bir şekilde tanımlayabiliyorlar. Hatta her bir alanda karşılaştıkları zorlukların da farkındalar.

Bu araştırmanın en önemli bulgularından biri çocukların öğrenmeyi sevdiği, öğrenmenin kıymetini bildikleri ve daha iyi bir insan olmak için onlara yardımcı olduğunun farkında oldukları oldu. Ayrıca öğrenmenin kendi yeteneklerini keşfetmeye ve yeni bilgilere açılan bir kapı olduğunun farkındalar. Keyif aldıkları veya ilgi duydukları konularda daha fazla şey bilmelerine ve ebeveynlerinden farklı olarak kendilerini bağımsız bireyler olarak keşfetmelerine olanak verdiğini biliyorlar. Çocuklar için günlük aktivitelerine uyarlayabilecekleri bilgiler çok daha ilgili çekici oluyor çünkü bunlardan keyif alıyor, bunları tercih ediyorlar ya da bunlara ihtiyaç duyuyorlar.

Çevrimiçi öğrenen çocukların bağımsızlığı söz konusu olduğunda her zaman tehlikeli durumların varlığı ortaya çıkıyor.

Hangi içeriklerin uygun olup olmadığını anlayacak kadar ve içerik platformlarından hangilerini kullanmaları gerektiğine karar verebilecek kadar olgun DEĞİLLER. Yaşlarından dolayı, “izin verilmeyen” herhangi bir şeyle karşılaştıklarında bunu ya bir suç olarak görüyorlar ya da komik bir olay olarak düşünüyorlar.

Böyle durumlarla karşılaştıklarında, tekrar çocuk rollerine dönüyorlar ve bu sorulara cevapları, çok saf bir şekilde, biz çocuğuz oluyor. Yapamayacakları belirli şeyler olduğunu savunmak için başka bir yol bulamıyorlar. Bunun onları doğal olarak duygusal, fiziksel ve hatta bilişsel açından sınırlayan bir durum olduğunun da farkındalar. Bağımsızlık nosyonuna bu kadar değer vermelerinin sebebi de işte bu. Bağımsız olmak için karşılanması gereken pek çok şart olduğunu biliyorlar.

Sonuç olarak ortaya şu bulgular çıkmaktadır:

  • Teknoloji bu nesil için olağanüstü bir şey değil. Onların dünyasında çok normal bir unsur.
  • Dijital Dünya bugünün çocuklarının bir ifadesi. Dijital Dünya’dan yeni ve çok etkileyici bir şey olarak bahsetmekten vazgeçmemiz gerekiyor çünkü onların dünyasında halihazırda var olan bir şey.
  • Hayatlarının bir parçası olan teknoloji çocuklar için hayatlarını geliştiren – normalleşmiş – bir platformu temsil ediyor. Teknolojiyi bir araç değil bir platform olarak görüyorlar.
  • Öğrenme ve Dijital Dünya bir rehber eşliğinde bir araya gelebilir; bu çocukların bağımsızlıklarını kaybedecekleri ya da geleneksel öğrenmenin yerine geçeceği anlamına gelmez.
  • Çocuklara göre, geleneksel eğitim sistemi ait oldukları dijital tempoya ters düşüyor. Bu nesil için, eski eğitim yöntemleri bugün erişebildikleri öğrenme kaynakları gibi organik işlemiyor.
  • Teknolojinin onları gerçeklikten koparan bir düşman olduğu sonucuna varmak yanlış olacaktır. Çünkü çocuklar da aşırılığın (mevcut olan araçlar ve bunların ne sıklıkta veya yoğunlukta kullanıldıklarıyla ilgili) bir risk faktörü olduğunu kabul ediyorlar.
  • Sosyal ve kültürel gelişmelerin dışında kalmak mümkün olmadığı için dijital medyanın rolünü kabul etmek ve buna göre davranmak gerekiyor.
  • Teknoloji ve Dijital Dünya çocukların öğrenme sürecini tetiklemek için eğlenceli, açık ve anlamlı bir perspektiften kullanılabilir.
  • Dijital Dünya eğlence, öğrenme ve sosyalleşme kaynağıdır.
  • Çocuklar bağımsızlar ve özel alanlarını korurlar. Bu nedenle, onlar için doğal olan bir şeyin ebeveynler için ceza aracı olarak kullanmasını çok rahatsız edici buluyorlar.
Satın Al
Açılış Saatleri
Giriş Ücretleri
Üye Girişi Sepetim